DİĞER
"Edebiyat tarihinin yasaları hatırlama değil, aksine, unutma üzerinden işler. Tüm metinleri hatırlamak, hatırlatmaya devam etmek mümkün değildir. Her ne kadar edebiyat tarihinin yasaları unutmayla işlese de, Türkiye’de son 20 yılda “edebiyat mezbahası”ndan kurtarılan metin sayısında ciddi bir artış oldu. Unutturmanın değil, hatırlatmanın makbul bulunduğu bir dönemdeyiz."
"Yazara göre günümüz insanı gecikme cesaretini gösterdikçe kendi öznel zamanına sahip çıkabilir ve 'kendi zamansallığı içinde yaşayan bir özne' olma şansına erişebilir. Bugün derin düşünce ve kültür de ancak gecikmeyle var olabilir. İnsanın kendini gerçekleştirmesi sonu gelmeyen yatırımlarla ya da kişisel gelişim masallarıyla değil, bizzat gecikmeyle mümkündür."
Tarihle olduğu kadar bugünle de yüzleşebilmek için, gerektiğinde hatırlamak kadar unutmak da mı gerekli?
Bir eleştirmenin ilgi alanının edebî ve siyasî dayanakları yok olmaya yüz tuttuğunda o eleştirmene ne olur? O devir sona erdiğinde geriye ne kalır?
Ne zaman aydının iktidar karşısındaki, hele de baskıcı bir iktidar karşısındaki durumu söz konusu olsa, adı ilk aklıma düşen şahıslardan biridir Miguel de Unamuno...
Franco Moretti, Tarih ile Edebiyat Arasında Burjuva kitabında yazı biçiminin, burjuva kültüründen nasıl izler taşıdığını kelimelerin peşinden giderek anlatıyor
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık